Doğru Bildiğimiz Yanlışlara Giriş

Doğru Bildiğimiz Yanlışlara Giriş

Pek çoğumuz yaşamımızın belli dönemlerinde biraz da çevremizdeki insanlarda da gördüğümüz değişimlere özenerek kişisel gelişim/ şifa uygulamalarına temas ediyoruz. Belirli bir zaman sonrasında da geride bırakılan ya da tavanarası birikmişlerinine atıp bambaşka heyecanların peşinden gidiyoruz.

Batı bilimleri insana gerçeği sunmaya çalışırken beraberinde çok daha derin aldanmayı da pazarlamakta. Mesela sihirli bir değneğin bize dokunması ümidi ile bir günde bir çok sırra vakıf olmayı ya da beceriler geliştirmeyi nedense imkansız olduğunu bildiğimiz halde istemekten çekinmiyoruz. Peki bunun altında ne yatıyor. En azından dikkatimizden kaçmayan bir tanesi muhteşem farkamoloji bilimi. Parasını veriyoruz bir kutu hap alıyoruz ve aldığımız “hapı yutup” iyileşiyoruz. Gerçekten iyileşiyor isek yaşamımızın devamında bir daha asla benzer bir hastalıkla karşılaşmamamız, sağlıklı ve kaliteli biçimde yaşamımıza devam edebilmemiz gerekli. Ancak yuttuğumuz “hap”ın bedenimizin ne şekilde bize fayda sağladığı ya da bu bu faydanın sürekliliğini asla ölçemiyor, tartamıyoruz. Deneyimlediğimiz sadece mevcut rahatsızlığımızın belirtilerinin ortadan kalkması ve/veya hafiflemesi oluyor.

İşte bilimin bize sunduğu sihirli değnek böyle yaşamımıza giriyor. Belirli bir ücret karşılığında satın aldığımız “hap” bizim kendisini kullanmamız sonucunda bizi iyileştiriyor. Para ve ürün dengesinde kendimizi kârlı kabul ediyoruz. Benzer bir biçimde doktorlara gittiğimizde de herhangi bir garantimiz olmamasına rağmen hekimlerimiz ellerinden geleni yaparak bizlerin sağlığına kavuşabilmesi için her tür öneri ve çözümü bize sunuyorlar. Sonucunda iyileşiyoruz ancak yeniden hastalanmamayı beceremiyoruz.

Doğru bildiğimiz yanlışlarımız böyle başlıyor. Bunlarla nasıl başa çıkabiliriz kısa bir süre sonra.

Facebook Sayfamız için tıklayınız.



Skip to content