03 Oca Pozitif Röportaj – 1
Dünya nüfusunda obeziteden diyabete,
kalp hastalıklarından kansere kadar
birçok kronik hastalığın her geçen yıl artış
göstermesi, tedavi edici yaklaşımların tek
başına yeterli olmadığını, ilk adım olarak
hastalığı ortaya çıkmadan engellemek
gerektiğini ortaya koyuyor. Modern yaşamın içinde sağlık
sorunları ile mücadele eden insanlar artık hastalanmadan
bir ömür geçirmek, tedavi olmak için değil, korunmak
için doktora başvurmak istiyor. Bu aşamada binlerce
yıldır koruyucu hekimlik anlayışı ile hareket eden Çin tıbbı
yaklaşımları da merak uyandırıyor. Ancak Çin felsefelerini
modern yaşama adapte edip kısa sürede mucizevi sonuçlar
elde etmek isteyenler kısa sürede pes edebiliyor. Oysa
temelini Taoculuk’tan alan Çin tıbbı yaklaşımları sabır ve
disiplin gerektiriyor. Bir kere kararlı şekilde yola çıktığınızda ise
her şey mümkün… Qi Cong (yaşam enerjisi çalışması) Eğitmeni
ve Danışmanı Aziz Azad Dural’a Çin tıbbı yaklaşımlarını, hayatı,
sağlığı yöneten “5 EIement”i ve bu yolculukta hayatımızda
neleri değiştirebileceğimizi sorduk.
En baştan başlayalım… Tao felsefesi nedir?
Felsefe demeyelim… 2500-3000 yıl evvel Lao Tzu adlı bir
kişi Tao Te Ching adlı eserinde diyor ki “Ben buna bir isim
veremiyorum ama Tao demeyi tercih ediyorum”. Tao’nun
kelime anlamı birden fazla… Bunlardan biri, yol… Bilgeliğe
ulaşmanın, erdeme varmanın bir yolu gibi anlatılabiliyor en
kolay şekilde. Bir diğer anlamı da bizim dinimizdeki Allah
kavramı… Ancak Çinliler’in ateist demlemeyecek bir inanışları
var. O nedenle Tao’nun Allah’ın tam karşılığı olduğunu da
söyleyemeyiz. Gelenekten gelen insanlar birtakım kavramları
isimlendirmek yerine çerçevelerin dışına çıkmayı tercih ediyor.
Bir tür paradoksal dil yaratıyorlar. Her şey birbiri ile ikilem
halinde… İsmi olmayana isim vermek sınırlandırıyor ve Lao Tzu
diyor ki “Sınırlandırılmış Tao, Tao değildir.” Ve tüm bu çelişkiler
içerisinde aslında hedeflenen tek şey gerçekliği anlamak.
Taoculuk içinde neleri barındırıyor?
Taoculuk “gerçeği yorumlama” üzerine gelişmiş felsefe ve
uygulama okullarının genel ismi. Bir grubu tamamen bedensel
egzersizler üzerinden, Hatha yogaya çok benzeyen hareket
çalışmaları, nefes egzersizlerini kapsayan uygulamalardan
oluşuyor. İkinci tip çalışma uygulayanlar ise daha çok zihin
üzerinde çalışıyor. Tasavvuftakine benzer şekilde rüya ve
bilincin farklı katmanları üzerinde çalışarak gerçekliği yeniden
algılama ve bilinmeyeni bu dünyada anlatabilme çalışmaları
olarak gelişiyor. Son ekol ise ikisini harmanlayan ve “Kalp
Yolu” diye adlandırılan üçüncü ekol.
Taocu yaşam anlayışına göre en başta bir “hiçlik” var. Ama
bu bir şeyin olmaması hali değil, yaratıldıktan sonra meydana
gelmiş bir “bir şey olmaması” durumudur. O an her şey olabilir
ve hiçbir şey olmayabilir. İkisi bir arada. Peki varlık, var olma
hali nasıl oluyor? Onlara göre evrendeki her şey, var olan her
şey birbirine yakın olan faz durumlarında yan yana geliyor ve
bir formu oluşturuyor. Ancak “bir” olan türetemez, bir aksi
mutlaka olmalı. Şöyle düşünün: Bu masanın var olabildiğini
görebilmemiz için burada bir boşluk olması gerekiyor. Aksi
takdirde göremeyiz. Bu durumda bir şey ancak kendi tersi ile
algılanabilir. Birlik kendinden kendisinin karşıtını meydana
getiriyor. Sanki iki ayrı yöne doğru esneyen balon gibi.
Yin-yang, dişil-eril, karşıtlıklar… Bu ikili sürekli birbirlerine
dönüşüyorlar. Bu dönüşüm içinde kendi çocuklarını dünyaya
getirebiliyorlar. Anne, baba ve çocuk üçgeni, baba-oğulkutsal
ruh, Teslis kavramı buna en yakın örnekler. Bu üçlüde
hepsi birbirine bağlı ve hiçbiri diğerinden üstün değil. Üçlü
hal bir nevi “iki ayrı kutbun kendilerinden bir üçüncü hal
yaratmasıdır” diyebiliriz.