03 Oca Anlamak – 1
AN’LAMAK
Yalnızca anladığında gerçekleri dile getirebilirsin. Öyleyse önce anlamayı anlamalısın, anlamanın ne menem bir şey olduğunu… Yaşayanlar, üzerine düşünenler, izleyenler anlayabilirler. Bunlar dışında anlaşılabilme gücü yoktur.
Ben anladığımı anlatsam dahi, anlamayabilirsiniz. Bu normaldir. Sizin deneyimleriniz, yaşadıklarınız ve hissettikleriniz bambaşkadır. Bu sebeple anlamayabilirsiniz. Yaşam en güzel anlatım biçimidir.
Okuduğunuzu anlayabilirsiniz. Okuduğunuzu anlatabilirsiniz. Fakat sizi acıdan, sizi sevinçten uzak tutan veya size acıyı, sevinci birebir yaşatan bir şeyi asla okuduğunuz gibi anlatmazsınız. Onu hangi dille anlatırsanız anlatın gerçekten duyabilenler anlar. Buram buram yaşanmışlık kokar. Kimsenin dinlemesini, anlamasını önemsemezsiniz. Sadece paylaşırsınız duyanlar anlayabilsin diye.
Yaşanmışlık, içerisinde duygu değil deneyim taşır. Farkındalık ve varoluş taşır. Anlamak ise tüm bunların içerisindeki güçlü ruhu taşır. Anlamış ruh, daima mutluluğu içinde taşır. Yaşamın aslında bir öğretmen olduğunu anladığınızda, üzerine düşündüğünüzde artık mutlusunuzdur. Yaşanmış ve üzerine düşünülmüş, anlaşılmış, mutlulukla bezenmiş her şey yücedir. Anlayış sonsuzluktan başka bir şey değildir. Sonun varlığında mutluluk, anlayış yoktur. Önce mutluluğu, anlayışı anlamalısınız.
Her şey olur. Her şey bozulur. Her şey başlar, her şey biter. Sen doğar, büyür, yaşar ve ölürsün. Ağaç filizlenir, büyür, meyve verir ve ölür.
AN başlar derken biter ve yenisi başlar. Sonsuzluk böyle tarif edilir. Yaşayanlar bilir. Ben yaşamadım. Sadece bir AN AN’ladım.
Bu yaşamda pek çok dersler var, fakat pek çokları An’lamaz.
Sevgiyle
Facebook Sayfamız için tıklayınız.