Qigong ile tanışmam, hayatımın çehresini şekillendirdiğinde yıl 1994'tü. O zamanlar kanım kaynıyordu. Beklentilerim öylesine büyük o kadar uç noktalardaydı ki bugün geriye dönüp baktığımda gençliğin verdiği arzuların izlerini çok kolay ayırt edebiliyorum. O zamanlar birileri ile çalışabilmek gerçek bir mucizeydi bizler için. Basılı 3-5 kitaptan ötesi yoktu. İğne ile kuyu kazıyorduk. Ben biraz şanslı sayılırdım çünkü Çin'li bir Usta'nın yetiştirdiği Türk bir öğretmen ile savaş sanatları çalışıyordum. Tamamen geleneksel formlar üzerine delice antrenmanlar yapıyorduk. Eski Hong Kong filmlerindeki gibi şeyleri gerçek hayatta yapabilmenin hazzını tarif edebilmem çok zor. "Oldschool" ya da eski geleneksel yöntemlerle çalışmanın bende bıraktığı izler sonraları çok fazla işime yaradı.