Hatırla – Remember

Hatırla – Remember

Özgürlük ruhumuzda vardı. Hiçbir şey istemiyor, hiçbir şey ummuyorduk.  Yaşamımız boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz, arzularımız, umutlarımız , korkularımız yoktu. Bu yüzden özgürdük. Özgürlüğümüz onları öfkelendiriyordu. Hala istediğimiz, hala korktuğumuz ya da hala özlediğimiz bir şey kalmış olması hoşlarına giderdi. O zaman bir kez daha köleleştirebilirlerdi bizi.

Oysa ki köleliğimiz sadece bir rüyaydı gerçek sanarak acıdığımız.

Zaman geçti ve biz arzularımız ve hırslarımızla tanıştık. Varlıkları ile mutlu olmaya başladığımızı sandık. İnsanlığımızı unuttuk sandıklarımızın arasında. Sanmalar, zannetmeler yığınları ile nefes alır olduk. Ayrıştık bir bütünken. Ruh yokluklarını var olmak zannettik. Tutunduk sıkıca zannetmelere, egoların içinde küçücük kaldık.

Zamanla içimizdeki kayıbı arar olduk. İçimizde bir şey vardı, sanki bir rüyaydı yaşadıklarımız, zannetmelerde kayıbı aradık; sanırım rüyadan henüz uyanamadık.

Adını koyduk kendimizce, her yerde onu aradık. Adı değişti, yüzler değiştikçe ama yüreklerdeki tınısı değişmedi, daha da arar olduk huzurunu hissettikçe.

Zamanlar değişti O değişmedi; yüzler değişti O değişmedi, isimleri değişti, O hala değişmedi. Zaman geçti ve belki biraz olsun yaklaştık. Biz yaklaştıkça onlar yaklaştı, onlar yaklaştıkça biz yaklaştık. Zannetmeler azaldıkça O herbirimize yaklaştı.

Anımsadık ki, bizler yaklaşmadıkça O yaklaşmadı bizlere, zannedip böbürlendikçe sindi olduğu yere, tam ulaştık derken ulaşamadık.

Biz ve onlar diye ayrıldıkça uzaklaştığımızı hatırladık sonra; bildiğimizi sandıklarımıza sığınıp ego yaptıkça, belki de hep ben dediğimiz için uzaklaştığını hatırladık zamanla.

Aramak için bir şeye gerek olmadığını unuttukça uzaklaştı bizlerden, yargılarımızla bir dünya yaratırken kendimize; başarılardan ve alkışlardan kaleler dikçikçe etraflarımıza, yakınlaştık zannettikçe uzaklaştık kendisinden.

Birbirimize olan bağlarımızı unuttukça uzaklaştık  ”var edenden”, insanlığımızdan uzaklaştığımızda ondan uzaklaştığımızı anlamadık. Bilmek güzeldi bu yaşam için, ama bilgiyle egoyu karşıştırdıkça uzaklaştığını hatırlayamadık, hatırlayamadıkça uzaklaştık.

İnsanoğlu hatırla. Bağlarımızı göremesek dahi birbirimize bağlı olduğumuzu hatırla. Bu unutmak ne bize yaradı, ne diğer varlıklara.

Belki de bugün hatırlarız bir parçayı, belki bir an uyanırız varlık zannettiğimiz, yokluk uykumuzdan. O kadar sınırsız ve sonsuz varlıklarız ki, bu sonsuzluğu tanımlayacak kelimeler arasından, ”hiç” kelimesini seçebiliriz belki hatırlatmak için.



Skip to content