03 Oca Altın Kalp
Tüm yolların, bilgilerin, çalışmaların ve kitaplarında ötesinde bir yerde olduğunuzu hatırlatmak istiyorum metnimin girişinde. Öyle ki hepimiz, her gün bir takım çalışmalar öğreniyor ve bunları uyguluyoruz. Hatta uygulamaları başka başka çalışmalarla, formlarla, tekniklerle pekiştiriyoruz. Ve her yeni gün merkezinizden uzaklaştığınızın farkında olmuyor, olamıyorsunuz.
Eğer GERÇEK’liği arıyor ve bunu tanımlayamıyor iken, gerçekliği bulmuş hissediyorsak bu büyük bir yanılgıdır. İlizyonun ilizyonuna girip oralarda kendinizden uzaklaşmadan önce lütfen ama lütfen bir bakın ve süzün. En önemlisi KALBinize sorun. O’rası tamam rahatım diyorsa O’rada olun. Öğreneceğiniz, anlayacağınız, göreceğiniz bir şeyler vardır mutlaka orada olun ve keyfini çıkarın. Fakat KALBinizden uzaklaşmayın.
Yollar, teknikler sizi bir yerden diğer yere taşıyan araçlar gibidir. Fakat en son durağı bir tek kalbiniz bilir. Bir yola çıkarken nereye gideceğinizi bilmek ve o amaçla yürümek yeterlidir. Yola çıkanda, yolu seçende, son durağı bilende sizlersiniz. Bu seçimi kimsenin ellerine bırakmayın.
Bizler, tüm insanlar ağaçlar üzerindeki meyveleriz. Hepimiz çeşit çeşit, türlü türlü meyveleriz. Ağacın kendisi olmak hiçbirimizin haddi değil. Ağaç üzerinde güneşe yakınlığımızla besleniriz. Ve bilmeliyiz ki güneş kadardır bilgimiz, olgunluğumuz yemişliğimiz, besleyiciliğimiz.
Diyeceğim o ki Kalbiniz bir maden. Altın, pırlanta, en değerli taşları içeren. Bunu kirletmeden O’nunla yaşamayı öğrenmeyi deneyin. Bu yolda enerjilerinizi biriktirin farkedin. Lakin pırlanta iken maden olmayı, meyve iken ağaç olmayı, yolcu iken rehber olmayı gelin kalbinize bırakın. Bizler daha meyve iken bizlere ağaçlık görevi yüklemeyin. Üstlenmeyiz. Bizler her zaman sizlerle birlikte yürürüz. Kabimiz, yüreğimiz izin verdiği sürece.
Sevgi ve huzurla.
Facebook Sayfamız için tıklayınız.